My life's a contradiction.
- Hayatım bir çelişkidir.
I don't see it as a contradiction.
- Ben onu bir çelişki olarak görmüyorum.
We have conflicting opinions on the matter.
- Konuyla ilgili çelişkili görüşlerimiz var.
Tom is feeling conflicted.
- Tom çelişkiye düşmüş hissediyor.