çekmiş

listen to the pronunciation of çekmiş
Türkçe - İngilizce
shrunk
shrunken
contracted
endured
çek
cheque

As soon as I received the cheque, I went to the bank. - Çeki alır almaz bankaya gittim.

Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card. - Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.

çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çek
pull

He pulled his son by the ear. - O, oğlunun kulağını çekti.

I need a tool for pulling weeds in my garden. - Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

çek
suffer from

Black Americans continued to suffer from racism. - Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.

He used to suffer from severe nasal congestion. - O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.

çek
{f} shrinking
çek
drew

The card you drew was a red, wasn't it? - Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?

She drew her gun and said: - Silahını çekti ve dedi :

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

Negative electrons attract positive electrons. - Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.

His niece is attractive and mature for her age. - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

çek
{f} hauling
çek
yank

Tom gave the rope a yank. - Tom halata ani bir çekiş verdi.

Stop yanking my hair, it hurts! - Saçımı çekmeyi durdur, acıyor!

çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş
ascetic
dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş kimse
ascetic
dünyadan elini ayağını çekmiş
sequestered
dünyadan elini eteğini çekmiş
recluse
esrar çekmiş
dopey
kafayı çekmiş
tanked
Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

I want to buy a Czech sweater. - Çek kazağı satın almak istiyorum.

The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines. - Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

May I pay with a travelers' check? - Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?

I will pay for it by check. - Ben onu çek ile ödeyeceğim.

çek
rollup
çek
lure

The music lured everyone. - Müzik herkesin ilgisini çekti.

Layla lured Sami to her house. - Leyla, Sami'yi evine çekti.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
Türkçe - Türkçe

çekmiş teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge