çekirdekli

listen to the pronunciation of çekirdekli
Türkçe - İngilizce
pipy
having seeds; nucleate
nucleate
seedy
seeded, containing seeds
nucleated
grainy
çekirdek
kernel

Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels. - Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.

Linux is not an operating system, but only a kernel. - Linux bir işletim sistemi değil yalnızca bir çekirdektir.

çekirdek
core
çekirdekli meyve
stone fruit
çekirdek
sunflower seed
çekirdek
{i} stone
çekirdek
seed

Are there seedless watermelons? - Çekirdeksiz karpuzlar var mı?

There are seedless grapes and seedless watermelons. I wonder if there are seedless mangoes. - Çekirdeksiz üzüm ve çekirdeksiz karpuz var. Merak ediyorum çekirdeksiz mango var mı?

çekirdek
nucleus

A great deal of energy is locked up in the nucleus. - Çekirdekte büyük bir enerji hapsedilmiştir.

Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing 2 protons and two neutrons. Around the nucleus orbits 2 electrons. - Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.

çekirdek
edible sunflower seed
çekirdek
(Askeri) bullet
çekirdek
middle third
çekirdek
germ
çekirdek
bean

Chocolate is made from cocoa beans. - Çikolata kakao çekirdeklerinden yapılır.

Our delicious coffee is made from freshly roasted coffee beans. - Bizim lezzetli kahvemiz taze kavrulmuş kahve çekirdeklerinden yapılır.

çekirdek
{i} pit
çekirdek
to the core
çekirdek
quorum
çekirdek
a core
çok çekirdekli tepki
Multiple nuclei theory
iki çekirdekli
binuclear
iki çekirdekli
binucleate
sert çekirdekli meyve
drupe
çekirdek
formerly grain (goldsmith's weight)
çekirdek
cystoblast
çekirdek
roasted pumpkin seed; roasted sunflower seed
çekirdek
pip, seed, stone (of a fruit or vegetable)
çekirdek
core memory
çekirdek
(meyve) stone
çekirdek
hard core
çekirdek
kernel , nucleus , core (memory)
çekirdek
hard pan
çekirdek
pip, seed, stone; nucleus; edible sunflower seed
çekirdek
comp. core
çekirdek
middle-third
çekirdek
barysphere
çekirdek
pippin
Türkçe - Türkçe
Çekirdeği olan, içinde çekirdeği bulunan
çok çekirdekli tepki
Şehirler bir çok alanın ve özel kullanım için ayrılmış bölgenin gelişimini sağlar
tek çekirdekli
Yalnız bir çekirdeği olan hücreye denir
Çekirdek
(Osmanlı Dönemi) ACEM
Çekirdek
(Osmanlı Dönemi) UCAM
çekirdek
Yenmek için satılan kabak veya ayçiçeği çekirdeği: "Şimdi bir sinemada kabak çekirdeği yiyorlar."- S. F. Abasıyanık
çekirdek
Dirilbilimsel gözenin ortasında, özellikle kalıtımı yöneten nesnecik
çekirdek
Kuyumculukta kullanılan ve beş santigrama eşit olan ağırlık ölçüsü
çekirdek
Atom çekirdeği
çekirdek
Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik
çekirdek
Yenmek için satılan kabak veya ayçiçeği çekirdeği
çekirdek
Bir nesnenin en iç kısmındaki bölümü
çekirdek
Bir şeyin temelini oluşturan öz, nüve
çekirdek
Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum
çekirdek
Ağaçlarda soyulmayan bölüm
çekirdek
nüve
çekirdek
çivit
çekirdek
gilik
çekirdekli