çekingen

listen to the pronunciation of çekingen
Türkçe - İngilizce
shy

Mary is a shy and reserved young woman. - Mary utangaç ve çekingen bir genç kadındır.

Don't be shy about speaking in front of people. - İnsanların önünde konuşma hakkında çekingen olmayın.

timid

Bob is very timid and blushes when chatting with girls. - Bob çok çekingendir ve kızlarla sohbet ederken kızarır.

I think Tom is timid. - Sanırım Tom çekingen.

withdrawn
bashful

The boy is bashful and doesn't talk much. - Oğlan çekingen ve pek konuşmuyor.

reserved

My friends always say I'm too reserved, but my family always says I'm too boring. - Arkadaşlarım, çok çekingen olduğumu söylerler iken; ailem ise hep, çok sıkıcı olduğumu iddia eder.

Tom is a shy and reserved young man. - Tom utangaç ve çekingen bir genç adamdır.

diffident

Tom is such a diffident man. He seems to have quite low self-esteem. - Tom böylesine çekingen bir adam. O oldukça kendine güvensiz gibi görünüyor.

backward
timid, sheepish, hesitant, shy, mousy, bashful, reserved, diffident, backward
farouche
timorous
unsociable

Tom is extremely unsociable. - Tom son derece çekingen.

Tom is unsociable, isn't he? - Tom çekingen, değil mi?

coy
unsocial
faint
mousy
standoffish
demure
fainthearted
distrustful of oneself
shrinking
retiring
uncommunicative
eunuch
mouse

A mouse is a timid creature. - Bir fare çekingen bir yaratıktır.

as quiet as a mouse
backwards
inhibited
sheepish
diffidently
nervy
undemonstrative
hesitant
inhibit

Alcohol lowers inhibitions. - Alkol çekingenliği azaltır.

scary
pusillanimous
withdraw
nervous
çekingen davranmak
to be shy; to act reluctantly, show reluctance
çekingen kimse
milquetoast
çekingen kimse
cissy
Türkçe - Türkçe
Her şeyden çekinme huyu olan, ürkek, sıkılgan (kimse), muhteriz: "Korkak mı diyeyim, çekingen mi diyeyim, bir tuhaf olmuşlar."- S. F. Abasıyanık
Her şeyden çekinme huyu olan, ürkek, sıkılgan, muhteriz
cesaretsiz
ürkek
muhteriz
(Osmanlı Dönemi) AJİR
bün
çekingen