Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card.
- Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.
As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
The two children pulled at the rope until it broke.
- İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
He pulled up the weed and threw it away.
- O, otu çekti ve onu attı.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
He used to suffer from severe nasal congestion.
- O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.
He used to suffer from stomach aches.
- O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
Madonna's concert drew a large audience.
- Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.
She drew her gun and said:
- Silahını çekti ve dedi :
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Negative electrons attract positive electrons.
- Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Tom yanked Mary's ponytail.
- Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.
Tom yanked Mary's hair.
- Tom, Mary'nin saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
The professor teaches Czech.
- Öğretmen, Çekçe öğretiyor.
Prague is the capital of the Czech Republic.
- Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.
The bank will cash your fifty dollar check.
- Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.
I will pay for it by check.
- Ben onu çek ile ödeyeceğim.
Layla lured Sami to her house.
- Leyla, Sami'yi evine çekti.
The music lured everyone.
- Müzik herkesin ilgisini çekti.