The hail cracked the window.
- Dolu pencereyi çatlattı.
There is a crack in the glass.
- Bardakta bir çatlak var.
Tom accidentally cracked his phone's screen.
- Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.
The ice cracked under the weight.
- Buz ağırlığın altında çatladı.