I have crooked teeth.
- Benim çarpık dişlerim var.
My nose is really big, and it's crooked as well.
- Burnum gerçekten büyük ve ayrıca çarpık.
The door frame is warped and the door won't close properly.
- Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.
She has a set of irregular teeth.
- Onun bir dizi çarpık dişleri var.
Our plan has gone askew.
- Planımız çarpık gitti.