Sami hid in a dense thicket.
- Sami yoğun bir çalılık içinde saklandı.
We walked through thick bushes.
- Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
He hid in the bushes so that they would not see him.
- O, onlar onu görmesinler diye çalılıkların arkasına saklandı.
A bird in the hand is worth two in the bush.
- Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.
Hundreds of police and volunteers are searching thick bushland for a missing three-year-old boy.
- Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor.