While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
If she studied hard, she could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
The liver is no longer functioning.
- Karaciğer artık çalışmıyor.
His eyes stopped functioning due to old age.
- Gözleri yaşlılık nedeniyle çalışmayı durdurdu.
I'll try to get in touch with Tom.
- Tom'la temas kurmaya çalışacağım.
I'm trying to get in touch with her sister.
- Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.
I wish to work in the laboratory some day.
- Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
Jim was afraid of physical labor.
- Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.
I felt tired from having worked for hours.
- Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
Why are you studying English so hard? To be an English teacher.
- Niçin çok İngilizce çalışıyorsun?İngilizce öğretmeni olmak için.
I'm studying English at home.
- Evde İngilizce çalışıyorum.
Tom attempted to predict the results.
- Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
They're attempting to contact her.
- Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
I like studying history.
- Tarih çalışmayı severim.
She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
Could you explain how the dishwasher works?
- Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.