The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
He's industrious and hard working.
- O gayretli ve çalışkandır.
The man is intelligent and industrious.
- Adam akıllı ve çalışkan.
You are all diligent.
- Hepiniz çalışkansınız.
He is the more diligent of the two.
- O ikisinden daha çalışkan olanıdır.
I think Tom is hard-working.
- Sanırım Tom çalışkan.
Tom's wife is hard-working.
- Tom'un karısı çalışkandır.
No other boy in our class is more studious than Jack.
- Bizim sınıfta başka hiçbir çocuk Jack'ten daha çalışkan değil.
She is an earnest student.
- O çalışkan bir öğrenci.