çağırtmak

listen to the pronunciation of çağırtmak
Türkçe - İngilizce
summon
to cause (someone) to shout or call out
send for
to have (someone) called, invited, or summoned
to have (someone) sing
send
çağır
summon

You will remain here until you are summoned. - Çağırılıncaya kadar burada kalacaksın.

çağır
call out
çağır
{f} summoning
çağır
{f} calling

Her mother is calling you. - Annesi seni çağırıyor.

I'm calling her but she isn't coming. - Onu çağırıyorum ama gelmiyor.

çağır
{f} called

I called a cab, because it was raining. - Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.

On his arrival at the station, he called a taxi. - İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.

çağır
preconize
çağır
{f} call

I called a cab, because it was raining. - Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.

I'll call you my boss. - Seni patronum diye çağıracağım.

çağır
callout
çağır
{f} page

I'd like to page someone. - Birini çağırtmak istiyorum.

çağırtma
summons
Türkçe - Türkçe
Çağırma işini yaptırmak
çığırtmak
çağırtma
Çağırtmak işi