You will remain here until you are summoned.
- Çağırılıncaya kadar burada kalacaksın.
Would you mind calling him to the phone?
- Onu telefona çağırır mısınız?
Didn't you hear me calling you?
- Seni çağırdığımı duymadın mı?
Tom called a cab for Mary.
- Tom Mary için bir taksi çağırdı.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
Can you call me a taxi?
- Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
I'll call you my boss.
- Seni patronum diye çağıracağım.
I'd like to page someone.
- Birini çağırtmak istiyorum.