It's kind of a dead end.
- Bu bir tür çıkmazdır.
This road is a dead end.
- Bu yol bir çıkmaz sokak.
We must try to break the deadlock.
- Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız.
This road is a dead end.
- Bu yol bir çıkmaz sokak.
It's kind of a dead end.
- Bu bir tür çıkmazdır.
I found myself in a terrible fix.
- Kendimi korkunç bir çıkmazda buldum.
Tom found himself in a terrible fix.
- Tom kendini berbat bir çıkmazda buldu.
We're in a blind alley.
- Biz çıkmaz bir sokaktayız.
We're in a blind alley.
- Biz çıkmaz bir sokaktayız.
This road is a dead end.
- Bu yol bir çıkmaz sokak.
What would you do if war were to break out?
- Savaş çıksa ne yaparsın?
Tom sprang out of bed, threw on some clothes, ate breakfast and was out of the door within ten minutes.
- Tom, yataktan dışarı fırladı, bazı giysiler giyiverdi, kahvaltı yaptı ve on dakika içinde kapıdan çıktı.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
Her name often escapes me.
- Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
- Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
Please use this exit when there is a fire.
- Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
Tom got out of cleaning the bathroom.
- Tom banyoyu temizlemekten çıktı.
Tom exited the tunnel at 80 miles an hour.
- Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.
Dan exited the train station at seven thirty.
- Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.
Daddy, may I go out and play?
- Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
- Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
Russia had emerged as a second superpower.
- Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.
Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
- Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world.
- O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.