çıkarır

listen to the pronunciation of çıkarır
Türkçe - İngilizce
brings
third-person singular of bring
çık
drop out of
çık
(Bilgisayar) break

I left home without having breakfast yesterday. - Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.

He took a walk before breakfast. - O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.

çık
(Bilgisayar) escape

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

Tom pointed to the fire escape. - Tom yangın çıkışını işaret etti.

çık
{f} exit

Please use this exit when there is a fire. - Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety. - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

çık
got out

When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet. - Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.

The argument quickly got out of control. - Tartışma hızla kontrolden çıktı.

çık
{f} exited

Tom exited the tunnel at 80 miles an hour. - Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.

Dan exited the train station at seven thirty. - Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.

çık
went forth
çık
go out

I can't go out because I have a lot of homework. - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

çık
move up
çık
emerge

It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges. - Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.

The robber emerged from the darkness. - Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. - Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır
(Atasözü) Good words are worth much, and cost little
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Kindness does more than harshness
diski çıkarır
(Bilgisayar) ejects the disk
kötü söz insanı dininden çıkarır, (tatlı söz yılanı
ininden çıkarır). (Atasözü) Harsh words only make people angry (but sweet words can charm a snake from its hole)
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
(Atasözü) A soft answer turns away wrath
taşı sıksa suyunu çıkarır
(Konuşma Dili) He's very strong./He's got a lot of brawn
çık
quit

She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world. - O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.

Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly. - Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

çık
exeunt
çıkarır