Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage.
- Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.
I smell something rotten.
- Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
I smell something rotten.
- Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
This food smells rotten.
- Bu gıda çürük kokuyor.
A stench emanated from the rotting corpses.
- Çürüyen cesetlerden pis bir koku yayıldı.
That smell could be rotting meat.
- O koku çürüyen et olabilir.
Too many sweets cause your teeth to decay.
- Fazla şeker dişlerinde çürümeye sebep olur.
Salt helps to preserve food from decay.
- Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.