çürüt

listen to the pronunciation of çürüt
Türkçe - İngilizce
debunk
{f} refuting
refute

Tom refuted these allegations. - Tom bu iddiaları çürüttü.

I don't want to refute this outworn idea. - Bu çağ dışı fikri çürütmek istemiyorum.

rebut

She rebutted his argument. - O tartışmayı çürüttü.

confute
{f} confuting
{f} contused
contuse
bruised
contusioned
disprove
çürü
putrefy
çürü
{f} rotten

Half of the apple was rotten. - Elmanın yarısı çürümüştü.

I smell something rotten. - Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.

çürü
rott
çürü
{f} rot

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage. - Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

I smell something rotten. - Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.

çürü
molder
çürü
become putrid
çürü
{f} blighted
çürü
go bad
çürü
{f} rotting

It smells like something's rotting. - Bu bir şeyin çürümesi gibi kokuyor.

Sami is now rotting in jail. - Sami şimdi hapiste çürüyor.

çürü
{f} blight
çürü
moulder
çürü
(Biyoloji) decay

The apple has begun to decay. - Elma çürümeye başladı.

Meat decays quickly in warm weather. - Et sıcak havalarda hızla çürür.

çürüt