Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.
- Dan kedinin kötü biçimde çürümüş cesedini dikkatle kaldırdı.
Half of the apples are rotten.
- Elmaların yarısı çürümüş.
A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.
- Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.
Sami's body was badly decomposed.
- Sami'nin bedeni kötü bir şekilde çürümüştü.
Dan's body was badly decomposed.
- Dan'in vücudu kötü biçimde çürümüştü.
This food smells rotten.
- Bu gıda çürük kokuyor.
Half of the apple was rotten.
- Elmanın yarısı çürümüştü.
He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
- O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage.
- Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.
A stench emanated from the rotting corpses.
- Çürüyen cesetlerden pis bir koku yayıldı.
He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
- O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
Salt helps to preserve food from decay.
- Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
Too many sweets cause your teeth to decay.
- Fazla şeker dişlerinde çürümeye sebep olur.