çöplü

listen to the pronunciation of çöplü
Türkçe - İngilizce
(a fruit) whose stem or stalk has not been removed; (dry rice, chickpeas, etc.) which contains/contain refuse, which has/have not been looked
çöp
garbage

The boy I saw searching through the garbage can said that he had not eaten anything for four days. - Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.

Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities. - Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.

çöp
trash

Do you know what you are? Trash! - Ne olduğunu biliyor musun? Çöp.

In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house. - Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.

çöp
{i} rubbish

Throw the egg shells in the organic rubbish bin. - Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

Don't throw these documents in the rubbish! - Bu belgeleri çöpe atmayın!

çöp
litter

Due to his littering offense, he was forced to 10 hours community service. - Onun çöp suçu nedeniyle, o 10 saat toplum hizmeti yapmak zorunda kaldı.

The public is requested not to litter in these woods. - Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.

çöp
waste

There was a strange, foul-smelling brown liquid in the waste basket. - Çöp sepetinde garip, kötü kokulu kahverengi bir sıvı vardı.

Please put your waste in the bins outside. - Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.

çöp
leavings
çöp
junk

Tom needs to get rid of a lot of junk. - Tom'un bir sürü çöpten kurtulması gerekiyor.

çöp
chip
çöp
discard
çöp
{i} refuse
çöp
garbage (especially animal or vegetable refuse); trash, rubbish
çöp
dregs
çöp
brushing
çöp
wastes
çöp
sweepings
çöp
waste matter
çöp
scraping
çöp
stalk
çöp
waste product
çöp
(Gıda) wooden skewer
çöp
rejectamenta
çöp
waste material
çöp
dust
çöp
comp. garbage
çöp
straw

He stuck a straw into an anthill. - O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.

A drowning man will catch at a straw. - Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

çöp
stalk or stem (of a fruit)
çöp
mullock
çöp
very small twig; chip of wood
çöp
litter, trash
çöp
piece of refuse (found in unlooked dry rice, chickpeas, etc.)
çöp
chip, straw; sweepings, litter, rubbish, garbage, refuse; matchstick; stalk
çöp
crud
çöp
crap
çöp
sludge
çöp
chaff
Türkçe - Türkçe
Çöple, süprüntüyle karışmış
Sapı olan
Çöp
(Osmanlı Dönemi) ÇUB
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası: "Köşk o kadar sessizdi ki, yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi."- P. Safa
çöp
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi