Your head is not a trash bin.
- Kafan bir çöp kutusu değildir.
The explosives were hidden in a trash bin.
- Patlayıcılar bir çöp kutusunun içine saklanmıştı.
Tom sat on the garbage can and played his harmonica.
- Tom çöp kutusunun üzerine oturdu ve mızıkasını çaldı.
Sami tossed the screwdriver in the garbage can.
- Sami tornavidayı çöp kutusuna attı.
Tom emptied the waste basket.
- Tom çöp kutusunu boşalttı.
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal.
- Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.
There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal.
- Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.
Tom kicked the trash can.
- Tom çöp kutusuna tekme attı.
Tom crumpled up the paper and threw it in the trashcan.
- Tom kağıdı buruşturdu ve onu çöp kutusuna attı.