çöpçü

listen to the pronunciation of çöpçü
Türkçe - İngilizce
refuse collector
garbage man
dustman
scavenger
street sweeper, scavenger, dustman, garbage man
streetcleaner
street sweeper, street cleaner, person whose job is to sweep the streets and sidewalks
garbageman
garbageman, Brit. dustman
sweeper
litter bearer
dustmen
çöp
garbage

Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities. - Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage. - Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

çöp
trash

In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house. - Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.

There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal. - Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

çöp
{i} rubbish

Get the rubbish out of the building. - Çöpü binadan çıkarın.

Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully. - Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.

çöpçü balığı
(Hayvan Bilim, Zooloji) Pepper cory, peppered cory, peppered cat (Corydoras paleatus)
çöp
litter

Due to his littering offense, he was forced to 10 hours community service. - Onun çöp suçu nedeniyle, o 10 saat toplum hizmeti yapmak zorunda kaldı.

You mustn't throw litter in the street. - Sokağa çöp atmamalısın.

çöp
waste

Tom emptied the waste basket. - Tom çöp kutusunu boşalttı.

Tons of waste are produced every day in the country. - Ülkede her gün tonlarca çöp üretilir.

çöp
leavings
çöp
junk

Tom needs to get rid of a lot of junk. - Tom'un bir sürü çöpten kurtulması gerekiyor.

çöp
chip
çöp
discard
çöp
{i} refuse
çöp
garbage (especially animal or vegetable refuse); trash, rubbish
çöp
dregs
çöp
brushing
çöp
wastes
çöp
sweepings
çöp
waste matter
çöp
scraping
çöp
stalk
çöp
waste product
çöp
(Gıda) wooden skewer
çöp
rejectamenta
çöp
waste material
çöp
dust
çöp
comp. garbage
çöp
straw

He stuck a straw into an anthill. - O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.

A drowning man will catch at a straw. - Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

çöp
stalk or stem (of a fruit)
çöp
mullock
çöp
very small twig; chip of wood
çöp
litter, trash
çöp
piece of refuse (found in unlooked dry rice, chickpeas, etc.)
çöp
chip, straw; sweepings, litter, rubbish, garbage, refuse; matchstick; stalk
çöp
crud
çöp
crap
çöp
sludge
çöp
chaff
Türkçe - Türkçe
Evlerden çöpleri toplayan veya sokakları süpüren temizlik işçisi
Çöp
(Osmanlı Dönemi) ÇUB
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası: "Köşk o kadar sessizdi ki, yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi."- P. Safa
çöp
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi
çöpçü