Tom suffered from a collapsed lung.
- Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.
The depressed economy showed signs of improving.
- Çökmüş ekonomi iyileşme belirtileri gösterdi.
They were weak and broken in spirit.
- Onlar zayıftı ve ruhen çökmüştü.
Having spent seven years as a prisoner of war, Tom was a broken man.
- Savaş mahkumu olarak yedi yıl geçirdikten sonra Tom çökmüş bir adamdı.
She seems down lately.
- O son zamanlarda çökmüş görünüyor.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
The news was all about the collapse of the Soviet Union.
- Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.
The house collapsed in an earthquake.
- Ev bir depremde çöktü.
The bank collapsed during the recession.
- Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.