âmi̇r

listen to the pronunciation of âmi̇r
İngilizce - Türkçe

âmi̇r teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

Amir
{i} emir
Amir
(isim) emir
emir
emirlik

Emirliklerin New York'tan Dubai'ye günlük beş uçuşu vardır. - Emirates has five daily flights from New York to Dubai.

Arap Birleşik Emirlikleri'ne gidecektim. - I was going to go to the United Arab Emirates.

emir
emir
emir
reis
emir
(isim) emir
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Devlete âit, mir
(Hukuk) Emreden, buyuran
(Osmanlı Dönemi) İmâr olunmuş
(Osmanlı Dönemi) Mâmur eden, harâbelikten kurtaran, şenlendiren
(Osmanlı Dönemi) (E) Büyük me'mur. Emreden, iş gösteren
(Osmanlı Dönemi) Huk: Bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle bir filli yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdidi yapmaya muktedir olan kimse. Bak: İhcâc
amir
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
amir
(Osmanlı Dönemi) büyük memur, emreden, iş gösteren
amir
Buyuran, emreden (kimse)
amir
Buyuran, emreden kimse: "Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu."- B. Felek
amir
Satıcı veya ihracatçının gerekli belgeleri göstererek gönderdiği malların bedelini almak üzere bankaya başvuran kimse
amir
Buyurucu
emir
Buyruk, komut, talimat. İstek: "İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
Amirler
ümera
EMİR
(Osmanlı Dönemi) Bak: Emr
Emir
(Osmanlı Dönemi) DE'B
Emir
(Osmanlı Dönemi) HUTT
Emir
yumuş
Emir
(Osmanlı Dönemi) VASİYET
Emir
(Osmanlı Dönemi) VATAR
Emir
(Osmanlı Dönemi) BITRİK
emir
Niğde, Nevşehir yörelerinde yetişen ve nitelikli bir şarap veren beyaz üzüm cinsi
emir
Bir makamdan öbürüne geçerken görevliye verilen belge
emir
Bir cins üzüm
emir
Buyruk
emir
Araplarda ve daha başka Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı
emir
Beylerbeyi ve Tanzimat'tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi
emir
Abbasi devletinde başkomutan
emir
Bazı müslüman ülkelerde devlet başkanı
emîr
(Osmanlı Dönemi) idâreci
İngilizce - İngilizce

âmi̇r teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

amir
A high title of nobility or office, used in Arabic countries and in some Turkic states
amir
One of the Mohammedan nobility of Afghanistan and Sindh
Amir
Strictly speaking, commander In Saudi Arabia, amir often means prince, but can mean governor of a province
Amir
an independent ruler or chieftain (especially in Africa or Arabia)
Amir
Literally, commander In many of the Arab states of the gulf, amir often means ruler or prince
Amir
blue
Amir
{i} male first name
Amir
Leader or commander
amir
Emir
amir
{i} emir, Muslim ruler (i.e. prince, commander, etc.); title for a descendant of Muhammad prophet of Islam
amir
One of the Mohammedan nobility of Afghanistan and Scinde
amir
Same as Ameer
Amir Peretz
{i} (born 1952) Defense Minister of Israel and Deputy Prime Minister in the 31st Israeli Government, leader of the Israeli Labour Party, former chairman of the Israeli Histadrut federation
emir
{i} Muslim ruler (i.e. prince, commander, etc.)
emir
{n} a Turkish prince, Vizer or Bashaw
Emir
ameer
emir
An Arabian military commander, independent chieftain, or ruler of a province; also, an honorary title given to the descendants of Mohammed, in the line of his daughter Fatima; among the Turks, likewise, a title of dignity, given to certain high officials
emir
a prince, commander or other leader or ruler in an Islamic nation
emir
prince or commander
emir
A prince or governor of an Islamic territory
emir
an independent ruler or chieftain (especially in Africa or Arabia)
emir
Arabic word meaning "commander" and used to refer to the virtually independent rulers of the conquered territories
emir
An emir is a Muslim ruler. the Emir of Kuwait. a Muslim ruler, especially in Asia and parts of Africa (amir ). In the Muslim Middle East, a military commander, governor of a province, or high military official. The first leader to call himself emir was the second caliph, Umar ibn al-Khattab. The title was used by all his successors until the abolition of the caliphate in 1924. In the 10th century the commander of the caliph's armies at Baghdad held the title. It was later adopted by the rulers of independent states in central Asia, notably Bukhara and Afghanistan. The United Arab Emirates, despite their name, are all ruled by sheikhs
emir
Arabic title (amir) for a military commander, governor or ruler
Türkçe - İngilizce

âmi̇r teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

amir
superior

I want to talk to your superior. - Ben amirinle konuşmak istiyorum.

She told her superior what she thought. - O, amirine ne düşündüğünü söyledi.

amir
chief
emir
command

You are here in order to fulfill my commands. - Sen benim emirlerimi yerine getirmek için buradasın.

When the captain commands, the crew must obey. - Kaptan emir verdiğinde, mürettebat uymalıdır.

emir
(Hukuk) order

We must execute his orders. - Onun emirlerini yerine getirmeliyiz.

Soldiers must follow orders. - Askerler emirleri izlemeliler.

amir
master
amir
charge
amir
disponer
amir
decreer
amir
(Ticaret) principal
amir
(Ticaret) curator
amir
governor
amir
(Ticaret) manager
amir
superintendent
amir
(Ticaret) task master
amir
in command
amir
(Kanun) impeditive
amir
taskmaster
amir
(Ticaret) business manager
amir
overlord
amir
superior, chief, governor; commanding, imperative
amir
masterful
amir
commanding, masterful
amir
in charge
amir
superior, chief; chief administrator; commander
amir
commander
amir
overman
amir banka
(Ticaret) opening bank
amir dil
(Askeri) ruling language
amir hüküm
governing law
amir kanun
governing law
emir
Amir
emir
disposal
emir
imperative
emir
dictate
emir
direction

Please follow the nurse's directions. - Lütfen hemşirenin emirlerine uyun.

I wish I had obeyed his directions. - Keşke onun emirlerine itaat etseydim.

emir
bidding
emir
word
emir
word of command
amir
ruler
emir
jussive
emir
prescription
emir
{i} ordinance
amirler
(Askeri) superiors

Be respectful to your superiors, if you have any. - Eğer varsa amirlerine saygılı ol.

emir
commanding

I can't ignore my commanding officer's orders. - Benim komutanın emirlerini görmezden gelemiyorum.

emir
imperatival
emir
(Kanun) writ
emir
smelly
emir
(Kanun) impeditive
emir
bid
emir
ameer
emir
edict
emir
dictamen
emir
behest

He testified that the wire-tapping was carried out at the behest of his superiors. - O, Telefon dinlemesinin üstlerinin emirleri ile yürütüldüğü şeklinde ifade verdi.

amir
provost
emir
instructions
emir
enjoinment
emir
injunction
emir
charge
emir
fiat
emir
emir
emir
mandate
emir
captive
emir
shall
emir
khan
Emir
(isim) Decree
adli amir
president of a court-martial
amir
liege

My liege is a man of many talents. - Benim amirim birçok yetenekleri olan bir adam.

emir
ukase
emir
disposition
emir
order, command, bidding, decree buyruk, komut
emir
emir, prince, chief, leader, ruler, commander
emir
commandment

Moses came down from the mountain bearing divine commandments. - Musa ilahi emirleri taşıyan dağdan indi.

Don't you remember the Ten Commandments? - On Emir'i hatırlamıyor musun?

emir
precept
emir
dictation
emir
prince
emir
appointment
emir
asystole
ilk amir
(Askeri) immediate commander
mülki amir head of
a department or office within the civil service
nöbetçi amir
officer of the day
sert amir
martinet
yakın âmir
mil . immediate superior