: to finish, terminate

listen to the pronunciation of : to finish, terminate
İngilizce - Türkçe

: to finish, terminate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

end
{f} sona ermek

Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere. - You are living a dream, and the dream is about to end.

Öyle sona ermek zorunda değil. - It doesn't have to end like that.

end
{f} son vermek

Tom buna bir son vermek istiyor. - Tom wants to end this.

Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar. - Scientists are working hard to put an end to AIDS.

end
son bulmak
end
sona erdirmek

Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti. - Eisenhower had campaigned to end the war.

Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı. - Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.

end
{i} mec. ölüm, son
end
son kısım
end
bitim

Dersin bitimine 10 dakika kaldı. - 10 minutes remained until the end of the lesson.

Oyunun bitimiyle birlikte müthiş bir sevince büründük. - As soon as the game ended, we became overjoyed.

end
{f} bit

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti. - Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.

end
{i} erek
end
{i} akıbet
end
encam
end
{i} kalıntı
end
end onbaş başa
end
tos vuruşu gibi baş başa
end
(Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
end
baş

Sonunda başaracaksın. - You will succeed in the end.

Başlangıcı olanın sonu da vardır. - Whatever has a beginning also has an end.

end
(Tekstil) 1. uç 2. son
end
{f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
end
bitme

Onun bitmeyen masallarından sıkıldım. - He bored me with his endless tales.

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

İngilizce - İngilizce
end

Is this movie ever going to end?.

To finish, terminate
end
: to finish, terminate