: to finish, terminate (something or someone)

listen to the pronunciation of : to finish, terminate (something or someone)
İngilizce - Türkçe

: to finish, terminate (something or someone) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

end
{f} sona ermek

Öyle sona ermek zorunda değil. - It doesn't have to end like that.

Öyle sona ermek zorunda değildi. - It didn't have to end like that.

end
{f} son vermek

Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum. - I want to put an end to the quarrel.

Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar. - Scientists are working hard to put an end to AIDS.

end
son bulmak
end
sona erdirmek

Onlar sadece İngiliz egemenliğini sona erdirmek için savaştılar. - They had just fought a war to end British rule.

Japonya, Kore için herhangi bir Rus tehdidini sona erdirmek istiyordu. - Japan wanted to end any Russian threat to Korea.

end
{i} mec. ölüm, son
end
son kısım
end
bitim

Dersin bitimine 10 dakika kaldı. - 10 minutes remained until the end of the lesson.

Onlar performansın bitiminden önce ayrıldılar. - They left before the end of the performance.

end
{f} bit

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti. - Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.

end
{i} erek
end
{i} akıbet
end
encam
end
{i} kalıntı
end
end onbaş başa
end
tos vuruşu gibi baş başa
end
(Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
end
baş

Sonunda başaracaksın. - You will succeed in the end.

Başlangıcı olanın sonu da vardır. - Whatever has a beginning also has an end.

end
(Tekstil) 1. uç 2. son
end
{f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
end
bitme

Tatil bitmek üzeredir. - The vacation is close to an end.

Hastane inşaatı bitmek üzere. - The construction of the hospital is about to end.

İngilizce - İngilizce
end

When your sickness is your soul.

To finish, terminate
end
: to finish, terminate (something or someone)