O, onun bir resim çekişini izledi.
- She watched him draw a picture.
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Fotoğraf çekmek istiyorum.
- I like to draw pictures.
O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.
- She dropped her handkerchief on purpose to draw his attention.
She had to draw upon her experience to solve the problem.