Kırsal ortamlar benim için çok sessiz.
- Rural environments are too quiet for me.
Tom çok dilli bir ortamda büyüdü.
- Tom grew up in a multilingual environment.
O, çevreden sorumlu bakandır.
- He is the minister responsible for the environment.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.
Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
- I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.
Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
- She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.