He slid while going around the corner.
Jones slid into second.
The safe slid slowly.
Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.
- In our park, we have a nice slide for children to play on.
Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
- Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open.