Bu sadece bir sıyrık, değil mi?
- It's just a scratch, OK?
Ona sırtımı kaşıyıp kaşımayacağını sordum.
- I asked him if he would scratch my back.
Tom köpeğini kulağının arkasından kaşımak için eğildi.
- Tom bent down to scratch the dog behind the ear.
Mobilyayı çizmemek için dikkatli olun.
- Be careful not to scratch the furniture.