(deniz

listen to the pronunciation of (deniz
İngilizce - Türkçe

(deniz teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

deniz börülcesi
(Botanik, Bitkibilim) Salicornia
deniz kabuğu
Sea shell
deniz otobüsü
sea bus
Türkçe - Türkçe

(deniz teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Beyaz Deniz
Beyazdeniz ya da Beyaz Deniz Rusya'nın kuzeydoğusunda, Barents Denizi'nin kıta içine doğru oluşmuş bir uzantısıdır
deniz hamamı
Kumsal; "Hava almak için deniz hamamlarının olduğu tarafa doğru yollandı."- R. H. Karay
Türkçe - İngilizce

(deniz teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

deniz kıyısı
coast
Deniz
(isim) Sea

Last year, he was at sea for three months. - Geçen yıl üç ay boyunca denizdeydi.

We used to go to the seaside on holiday. - Tatilde deniz kenarına giderdik.

deniz kenarı
coast

Paul's family spends the summer at the coast every year. - Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

deniz kabuğu
shell

She was listening to the sea in a sea shell. - O bir deniz kabuğunda denizi dinliyordu.

The Chinese character for money is a stylized drawing of a cowry shell. - Para için Çince karakter, bir deniz kabuğunun stilize çizimidir.

deniz kıyısı
seaside
deniz kaplumbağası
turtle

More than 500 baby sea turtles were released into the sea. - 500'den fazla bebek deniz kaplumbağası denize bırakıldı.

deniz nakliyatı
shipment
deniz simiti
Sea bagel
açık deniz
(Hukuk) high sea
deniz
nautical
deniz
naval

Tom Jackson was an American naval officer and painter. - Tom Jackson, Amerikalı bir deniz subayı ve ressamdı.

He was head of America's Naval War College. - O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı.

deniz kıyısı
shore
deniz
drink

Layla couldn't drink seawater. - Leyla deniz suyu içemedi.

You can't drink seawater because it's too salty. - Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.

Beyaz Deniz
The White Sea (Russian: Бе́лое мо́ре) is a southern inlet of the Barents Sea located on the northwest coast of Russia
deniz
(Askeri) marine city
deniz
earth

The blue whale is the largest marine mammal, and the largest mammal on earth. - Mavi balina en büyük deniz memelisi olup, dünyadaki de en büyük memelidir.

The earthquake created a tremendous sea wave. - Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.

deniz
blue

The blue sky is reflected in the sea. - Mavi gök, denize yansıyor.

He reached the blue sea. - O, mavi denize ulaştı.

deniz
saltwater
deniz alası
(Denizbilim) sea trout
deniz alası
(Denizbilim) salmon trout
deniz alası
(Denizbilim) black sea salmon
deniz alası
(Denizbilim) brown trout
deniz anası
(Denizbilim) jellyfish

Tom got stung by a jellyfish. - Tom bir deniz anası tarafından sokuldu.

deniz aracı
vessel
deniz aşırı
ultramarine
deniz aşırı
(Ticaret) transoceanic
deniz dağı
(Denizbilim) seamount
deniz dibi
ground
deniz dibi
benthos
deniz feneri
beacon
deniz gücü
sea power
deniz gücü
(Askeri) naval force
deniz ineği
(Denizbilim) atlantic stargazer
deniz ineği
(Hayvan Bilim, Zooloji) trichechus
deniz kumu
(Askeri) sea sand
deniz kuvvetleri
armada
deniz kürü
(Turizm) marine cure
deniz kıyısı
riva
deniz kıyısı
sea shore
deniz kıyısı
sea coast
deniz kıyısı
(Teknik,Ticaret) seaboard
deniz kızı
(Mitoloji) nixie
deniz kızı
(Mitoloji) nixe
deniz mav
(Bilgisayar) aqua
deniz mili
(Askeri) mile
deniz parkı
(Askeri) marine park
deniz pelin
(Botanik, Bitkibilim) old man
deniz pelin
(Botanik, Bitkibilim) wormwood
deniz pelin
(Botanik, Bitkibilim) absinthe
deniz pelin
(Botanik, Bitkibilim) artemisia absinthium
deniz seviyesi yükselmesi
(Askeri) sea level rise
deniz seviyesi üzerinde
above sea level
deniz suru
sea wall
deniz suyu
thalasso
deniz suyu
raw water
deniz tanı
(Astronomi) nautical twilight
deniz tuzu
(Denizbilim) marine salt
deniz uçağı
(Havacılık) boat seaplane
deniz uçağı
pontoon
deniz yosunu
(Denizbilim) undaria
deniz yosunu
(Denizbilim) algae
deniz yosunu
(Askeri) seagrass
deniz yosunu
(Denizbilim) agar agar
deniz yosunu
wrack
deniz yosunu
(Gıda) sea weed
deniz yosunu
(Denizbilim) agar-agar
deniz yıldızı
(Denizbilim) common starfish
derin deniz
(Askeri) deepwater
derin deniz
deep-sea

Tom is a deep-sea diver. - Tom derin deniz dalgıcıdır.

dip deniz
(Askeri) deep-sea
engin deniz
the high sea
engin deniz
the open sea
koyu deniz mavisi
(Bilgisayar) dark teal
çok derin deniz
abyssal
Afiyet olsun demekle deniz suyu içilmez
(Atasözü) Compliments do not succeed in all cases
dalgalı deniz
choppy sea
deniz dalgası
sea wave
deniz gümrük bölgesi
(Ticaret) customs maritime zone
deniz kuvveti
navy
deniz pelini
beach sagewort
deniz pelini
artemisia pycnocephala
deniz suyu sıcaklığı
sea water temperature
deniz süngeri
Sponge
deniz tavşanı
sea hare
deniz trafiği
Maritime traffic
deniz uçağı
seaplane
deniz yavşanı
artemisia pycnocephala
deniz yavşanı
coastal sagewort
deniz yoluyla
by sea

The party went to China by sea. - Parti deniz yoluyla Çin'e gitti.

I'd like to send this parcel to Japan by sea. - Bu koliyi deniz yoluyla Japonya'ya göndermek istiyorum.

deniz çapası
sea anchor
iç deniz
Inland sea
kara deniz
Black Sea
Deniz Kuvvetleri Anti-Terörizm Analiz Merkezi; Deniz Kuvvetleri Anti
(Askeri) Navy Antiterrorism Analysis Center; Navy Antiterrorist Alert Center
Deniz Kuvvetleri Deniz Sistemleri Komutanlığı
(Askeri) Naval Sea Systems Command
Deniz Kuvvetleri deniz aşırı hava kargo terminali
(Askeri) Navy overseas air cargo terminal
Deniz Nakliye Hazırlık Programı; deniz nakliye ihtiyat programı; deniz kurtarma
(Askeri) Sealift Readiness Program; sealift reserve program; seaward recovery point; Single Integrated Operational Plan (SIOP) reconnaissance plan
Deniz unsur komutanı; deniz unsur komutanı; ana kontrol merkezi; askeri işbirliğ
(Askeri) Marine component commander; maritime component commander; master control center; military cooperation committee; military coordinating committee; mission control center; mobility control center; movement control center
Milli Muhabere Sistemi; deniz ulaştırmasına deniz kuvvetleri kontrolü; şebeke ko
(Askeri) National Communications System; naval control of shipping; net control station
deniz aşırı akaryakıt boşaltma sistemi (Deniz Kuvvetleri)
(Askeri) offshore petroleum discharge system (Navy)
deniz hava; Deniz Hava Sistemleri Komutanlığı
(Askeri) naval air; Naval Air Systems Command
deniz kuvvetleri deniz lojistik merkezi
(Askeri) naval sea logistics center
deniz kuvvetleri deniz nakliyesi koordinasyonu ve koruması
(Askeri) naval coordination and protection of shipping
deniz kuvvetleri deniz talimatı
(Askeri) naval sea instruction
deniz kuvvetleri ikmali; Deniz Kuvvetleri Kaynak Sistemleri Komutanlığı
(Askeri) naval supply; Naval Supply Systems Command
deniz kuvvetleri unsur komutanı; Deniz Kuvvetleri unsur Komutanlığı; ağ kontrol
(Askeri) naval component commander; Navy component Command; network control center; North American Aerospace Defense Command (NORAD) Command Center
deniz kuvvetleri özel harekat komutanlığı; deniz kuvvetleri özel harekat unsuru;
(Askeri) naval special operations command; naval special operations component; naval special warfare special operations component; Navy special operations component
deniz ulaştırmasına deniz kuvvetleri kontrolü teşkilatı
(Askeri) naval control of shipping organization
kiloton; deniz mili (deniz mili / saat)
(Askeri) kiloton(s); knot (nautical miles per hour)