O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
- Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
O zamanda televizyon seyrediyordum.
- I was watching TV then.
Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim.
- Then I'll come again later.
Mary Tom'a söyledi: Kısa bir cümle ile başlayalım, ve daha sonra göreceğiz...
- Mary told Tom: Let's begin with a short sentence, and then we'll see...
O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım.
- I made a lot of mistakes back then.
O zamanlar erkekler şapka takardı.
- Men wore hats back then.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun.
- If you want to become my friend, then also become the friend of my friend.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur.
- If you can read this sentence, then you're able to read.
Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.
- If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.
Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.
- Only then did I realize what he meant.
Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir.
- If you didn't know me that way then you simply didn't know me.