(1) a body of saline water found on the earth's continental surface

listen to the pronunciation of (1) a body of saline water found on the earth's continental surface
İngilizce - Türkçe

(1) a body of saline water found on the earth's continental surface teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sea
{i} deniz

Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu. - You can't drink seawater because it's too salty.

Geçen yıl üç ay boyunca denizdeydi. - Last year, he was at sea for three months.

sea
{i} derya
sea
{i} dalga

Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı. - The little boat bobbed on the rough sea.

Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi. - He was carried by the waves away from the shore and out to sea.

sea
istrongilos
sea
sea breeze denizden esen rüzgar
sea
umman
sea
Smaris alcedo
sea
sea anemone deniz şakayığı
sea
Actiniaria
sea
deniz gibi geniş olan herhangi bir şey
sea
{s} denizle ilgili
sea
(Askeri) AIR-LAND TEAM: DENİZ-HAVA-KARA TİMİ: Konvansiyonel olmayan ve milis harekatı yapacak şekilde özel eğitilmiş ve teçhizatlandırılmış ve müttefik ülkelerin personelini böyle harekatta gözetleme ve keşif dahil sularda, derelerde ve kıyı bölgelerinde eğiten bir subay grubu. Genelde SEAL timi olarak bilinir. (SEAL: Karada, denizde harekat yapabilen ve paraşütle atlayabilen komando)
İngilizce - İngilizce
sea
(1) a body of saline water found on the earth's continental surface