(äußerste) frist

listen to the pronunciation of (äußerste) frist
İngilizce - Türkçe

(äußerste) frist teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

deadline
son teslim tarihi

Tom son teslim tarihinin bugün olduğunu bilmiyordu. - Tom didn't know the deadline was today.

Son teslim tarihi yaklaşıyor. - The deadline is drawing near.

deadline
(Mukavele) son tarih, son teslim tarihi, vade tarihi
deadline
{i} zaman sınırı

Tom'un buluşmak için zaman sınırı var. - Tom has a deadline to meet.

deadline
son başvuru tarihi

Son başvuru tarihi Pazartesi öğlen. - The registration deadline is noon Monday.

Son başvuru tarihi geldi ve gitti. - The deadline came and went.

deadline
son mühlet
time limit
belirli limit
deadline
Cezaevlerinde hükümlülerin geçmemesi gereken yasak bölge sınırı
deadline
son tarih

Başvurular için son tarih 20 ekimdir. - The deadline for applications is October 20th.

Son tarih yaklaşıyor. - The deadline is drawing near.

deadline
{i} sınır

Tom'un buluşmak için zaman sınırı var. - Tom has a deadline to meet.

deadline
(Askeri) YASAK HATTI: Yasak bir bölgenin etrafını çeviren hat
deadline
son teslim tarih

Tom son teslim tarihinin bugün olduğunu bilmiyordu. - Tom didn't know the deadline was today.

Son teslim tarihine 2 saatten az bir süremiz var. - We have less than two hours until the deadline.

deadline
son veriliş günü

Raporlar için son veriliş günü sonraki Pazartesi. - The deadline for the reports is next Monday.

deadline
(Avrupa Birliği) süre bitimi

Tom süre bitimini geçirmiş olduğunun farkındaydı. - Tom was aware that the deadline had passed.

time limit
zaman sınırlaması
Almanca - İngilizce
deadline
time limit
(äußerste) frist