My child is curious to know everything.
- Çocuğum her şeyi bilmeye meraklı.
Meg is curious to know everything about Japan.
- Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.
Tom looks inquisitive.
- Tom meraklı görünüyor.
My daughter is a communicative and inquisitive girl.
- Kızım iletişim kuran ve meraklı bir kızdır.
I didn't mean to be nosy.
- Ben meraklı olmak istemedim.
They're awfully nosy.
- Onların her ikisi de son derece meraklı.
Magdalena is interested in geography.
- Magdalena coğrafyaya meraklıdır.
I'm always interested in reading his column.
- Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
He is not very keen on coming tomorrow.
- Yarın gelmeye çok meraklı değil.
Tom says I'm too nosey.
- Tom fazla meraklı olduğumu söylüyor.
She looked quizzically at him.
- O meraklı meraklı ona baktı.
He is not very keen on coming tomorrow.
- Yarın gelmeye çok meraklı değil.
Piotr is interested in soccer.
- Piotr futbola meraklıdır.
I'm always interested in reading his column.
- Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
Tom calls himself a hobbyist.
- Tom kendine meraklı diyor.
Tom is a model railroad hobbyist.
- Tom model demiryolu meraklısı.
My sister is fond of music.
- Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
I am fond of Australian food.
- Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
Curiosity killed the cat.
- Fazla merak iyi değildir.
He has always had a great curiosity about the world.
- Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.
Don't worry. You can confide in me.
- Merak etme. Bana güvenebilirsin.
Don't worry. It's OK.
- Merak etmeyin. Tamam.
Tom wondered why many people in America think that baseball is more interesting to watch than soccer.
- Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Your friends are really concerned about your health.
- Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Tom wonders if it's true.
- Tom, bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.
He has a great fancy for travelling.
- Onun seyahat için büyük bir merakı var.
I am fond of the cinema.
- Ben sinema meraklısıyım.
My sister is fond of music.
- Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
I have no special talents. I am only passionately curious.
- Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.
He was curious about how it would taste, so he took a small bite.
- Onun tadının nasıl olacağı hakkında meraklıydı, bu yüzden küçük bir ısırık aldı.
This popcorn tastes stale. I wonder when it was popped.
- Bu patlamış mısırların tadı bayat. Ne zaman yapıldıklarını merak ediyorum.
Fadil became interested in Islam.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.
I am curious about Japanese culture.
- Japon kültürünü merak ediyorum.
Tom calls himself a hobbyist.
- Tom kendine meraklı diyor.
Tom is a model railroad hobbyist.
- Tom model demiryolu meraklısı.
I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
- Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
I wonder if you have ever really cared for me.
- Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.