Duruşma günden güne devam etti.
- The trial went on day after day.
Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
- The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Polis onu yargılamadı.
- The police didn't put him on trial.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Deneme beş gün sürdü.
- The trial lasted five days.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Bu duruşmada davacı kim?
- Who is the plaintiff in this trial?
Tom mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
- Tom was prepared to go to trial.
Mahkeme peş peşe on gün sürdü.
- The trial lasted for ten consecutive days.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.