Tom bunu duydu ve kızdı.
- Tom heard this and got angry.
Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
Tom duyulmak için bağırmak zorunda kaldı.
- Tom had to shout to be heard.
Tom çok sessizce konuştu ama duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştu.
- Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard.
Tom işitmekte zorluk çekiyor.
- Tom has a hard time hearing.
Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
- I don't want to hear any more excuses.
O, onu duymaktan mutlu olurdu.
- He would be glad to hear that.
Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
- The old man was hard of hearing.
Tüm yapmanız gereken bu cümleyi ezbere öğrenmek.
- All you have to do is to learn this sentence by heart.
Fransızcanın öğrenmek için zor bir dil olduğunu duydum.
- I've heard French is a difficult language to learn.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
Herkes tarafından duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştum.
- I spoke in a voice loud enough to be heard by everyone.
Biz bir sonuca ulaşmadan önce, Tom'un görüşünü en azından bir kez dinlemek istiyorum.
- I'd like to hear Tom's opinion at least once before we come to a conclusion.
Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
- Do you want to hear the new song I'm working on?
Bip sesini işittikten sonra mesajınızı bırakın.
- Leave your message after hearing the beep.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I am looking forward to hearing from you soon.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Adam, soon as he heard / The fatal Trespass don by Eve, amaz'd, / Astonied stood and Blank .
Your case will be heard at the end of the month.
I heard a sound from outside the window.
Eventually the king chose to hear her entreaties.
Agayne there was dissencion amonge the iewes for these sayinges, and many of them sayd: He hath the devyll, and is madde: why heare ye hym?.
I was deaf, and now I can hear.
1. Alan: You ought to take a vacation tomorrow. You really look tired. Fred: I am not tired and I don't need a vacation. Jane: But you do seem awfully short-tempered. Fred: Well, well, another country heard from!
2. Brother: Let's go to the movies. Father: I'm too busy to drive you to the movies. Sister: I want to go to the movies, too. Let's go to the movies! Father: Oh, splendid. Another country heard from.
... ever heard about yourself? ...
... heard, just as you were heard over the last ...