Özel efektler mükemmel.
- The special effects are excellent.
Yanıp sönen efektler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir.
- Strobing effects can trigger epileptic seizures.
Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
- The suspect had to lay all his personal effects on the table.
Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
- The suspect had to lay all his personal effects on the table.
Özel efektler mükemmel.
- The special effects are excellent.
Yanıp sönen efektler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir.
- Strobing effects can trigger epileptic seizures.
Onun konuşması Hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
- His speech was an effective apology for the Government's policies.
Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
- The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?
- May I leave my belongings on the bus?
Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı?
- Are these all your belongings?
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?
- May I leave my belongings on the bus?
Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.
- If you do that, it will only bring about a contrary effect.
Sebep ve sonuç birbirlerine tepki yaparlar.
- Cause and effect react upon each other.
Tom tüm varlıklarını kaybetti.
- Tom lost all his belongings.
Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
- The suspect had to lay all his personal effects on the table.
Onun konuşması Hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
- His speech was an effective apology for the Government's policies.
Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.
- Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking.
Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
- The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.
Henüz ilacın yan etkilerini bilmiyoruz.
- We don't yet know the side effects of the drug.
Bu ilacın zararlı yan etkileri yok.
- This medicine has no harmful side effects.
Özel efektler mükemmel.
- The special effects are excellent.
Özel eşyalarımı saklamak istiyorum.
- I'd like to put my belongings away.
O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.
- She asked him to leave and take all his belongings.
Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı?
- Are these all your belongings?
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
O gerçekten etkiliydi.
- That was really effective.
Yasa hâlâ yürürlüktedir.
- The law is still in effect.
Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.
- I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.
Yanıp sönen efektler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir.
- Strobing effects can trigger epileptic seizures.
Yazar bu efekti nasıl alır?
- How does the author get that effect?
Aslında, balın yaratıcıları çiçeklerdir.
- In effect, flowers are the creators of honey.
The best way to effect change is to work with existing stakeholders.
Doppler effect.
The effect of flying was most convincing.
The effect of the hurricane was a devastated landscape.
... okay now that's is where framing effects are absolutely important ...
... Medicine" about that, about the effects of ...